MATEMATİK SINAVIN NASIL GEÇTİ YAVRUM ?
- onemmutlu
- 13 Nis 2019
- 3 dakikada okunur
Ülkemizdeki nüfus yoğunluğunun giderek artmasına bağlı olarak , bu ortamda yetişen çocuklarımız hem meslek seçimi konusunda hem de kendisini karar verdiği mesleğe yönlendiren yollar konusunda sıkıntı ve engellerle karşılaşıyor. İlkokul ile başlayan sınav koşturmacası ortaokula gelindiğinde LGS lise yıllarında da eski adı ile ÖSS yeni adı ile YKS (TYT,AYT) olarak karşımıza çıkıyor. Çoğu zaman karşılaşmadıkça açılımlarını bile bilmediğimiz isimler ,temelinde isimlerin bile istemeden içimizde korku uyandırması söz konusu. LGS (Liselere Giriş Sınavı) , YKS (Yükseköğretime Geçiş Sınavı) vb…
Öğretmenlik yaptığım dönem boyunca birebir veya grup olarak çalıştığım danışanlarımda bu durumu derinlemesine gözlemleme fırsatı yakaladım. Bu döneme gelene kadarki süreçte yetenekli olan sanatçıların, gelecek vadeden sporcuların, müzisyenlerin, dansçıların sınav yaklaştıkça bu tür aktivitelerden uzaklaştırıldıklarını gördüm. Bir yanda severek ve isteyerek yaptıkları aktiviteler bir yanda ise geleceklerini garantiye alır dediğimi sınav. İşte tam da bu noktada öğrenci istemeden de olsa bizim empoze ettiğimiz gelecek planına dahil olmuş oluyor. Ergenliğin başlangıcına denk gelen yıllarında yapılan bu ilk sınav LGS ,çocuk daha ergenlik döneminin getirdiği buhranlarla uğraşırken diğer yandan mücadele verdiği bir sınav aslında…Sonrasında bu sınavdan bir şekilde sıyrılan çocuğumuz lisenin ortaokula benzemediğini, aldığı 80 ve 90’ların birden 40’lara 50’lere düştüğünü görüyor ve bu gerçekle yüzleşiyor. Düşen notlar karşısında evde asılan suratlar ,yaşanan çatışmalar ve başarısızlık duygusundan sonra daha da zoru geliyor…Üniversite Sınavı…İşte şimdi ergenliğin buhranlarını atlatmış olsa da bu genç gelecek kaygıları ile yüzleşmeye başlıyor. “X Sınavını bitir de sonra özgürsün” düşüncesiyle yola çıkan çocuk sınav sürecinin devamının Y Sınavı ile geldiğini görünce “Hayatımız Sınav” düşüncesiyle yoluna devam ediyor . Ebeveynler olarak bizler de ne kadar anlayışlı olursak olalım çocuklarımızın sınav konusundaki kaygılarına şaşırmamak gerekir diye düşünüyorum. Sınav kaygısı yaşayan çocukların bazıları zekaları ,çalışkanlıkları veya aile desteği ile bu durumu en aza indirgeyebiliyor. Ancak hepsi bu kadar şanslı değil. Bazıları ise sınav kaygısından dolayı ya başarısız oluyor ya da hak ettikleri düzeyde başarılı olamıyor.
İki farklı okulda uyguladığım “Sınav Kaygısı Envanteri” sonuçlarına göre hemen hemen her öğrencinin en az bir alt ölçekte kaygı düzeyi normalin üzerinde seyrediyor. Bu öğrencilerin yaklaşık %25’i yüksek, %15’i de çok yüksek kaygı düzeyleri ile baş etmek zorunda kalıyor. Kaygıları ile baş etmekte zorlanan öğrencilerin ders notları ve sınav performansları da buna göre şekilleniyor. Birçok öğrenciden “Çok çalıştım ama yapamadım” gibi cümleler duymak sıradan bir durum haline geliyor.
Sınav kaygısı yaşayan öğrencilere sorduğumuzda “Çok çalıştım ama yapamadım” sözünü duyduğumuz çok olur. Bu noktaya gelindiğinde her öğrencinin yaşadığı zorlukların ve duygularının kendine has olduğunu unutmamak gereklidir. Bir standart oluşturmak gerekirse ;
· Sanki sınava girdiğimde her şeyi unutacakmışım gibi geliyor.
· Sınavda okuduklarımı anlamıyorum ve aklıma hiçbir şey gelmiyor.
· Kalbim hızlı hızlı çarpmaya ve nefesim hızlanmaya başlıyor.
· Sınavda başarılı olamazsam annem, babam,öğretmenim ve arkadaşlarım hakkımda ne der diye düşünüyorum.
· Sınavda başarılı olamazsam hiçbir şey başaramam, iş sahibi olmanın tek yolu sınavı kazanmaktır.
· Yeterince hazır değilim.
Düşünceler bu boyuttayken öğrenciler sınava rahat ve objektif hazırlanamıyor. Bu noktada öğrencinin hiçbir dersinden konu eksiği olmasa da sınavlarda başarısızlık durumu ortaya çıkabiliyor.
İşin en kötü yanı gerçekten potansiyeli yüksek, çalışkan ve zeki olan bir kesimin, sadece sınav kaygısı yaşadığı için hak ettiği yere gelemiyor olması. İstanbul’da psikolojik danışman olarak çalışmaya başladıktan sonra okullarda birçok sınav kaygısı vakası ile çalışma fırsatı buldum. Çözülmesi en kolay olan sorunlardan biri olan bu problem çözüldüğünde öğrencilerin hem başarılarının arttığını, hem özgüvenlerinin yerine geldiğini, hem aile ilişkilerinin düzeldiğini, hem de mutluluk düzeylerinin ciddi şekilde yükseldiğini gözlemliyorum.
Eğer çocuğunuz ya da öğrencinizde yukarıda saydığım durumlardan herhangi birini gözlemliyorsanız, hiç vakit kaybetmeden bir uzmana danışın. Okuldaki rehber öğretmeninizden bu konuda destek isteyin. Bu sorunu ne kadar erken fark ederseniz, çözümü de o kadar erken olacaktır.Elbette burada size düşen rolü atlamamak gerekir.En önemli durumlardan bir tanesi de sizin çocuğunuza "Matematik sınavın nasıl geçti ? " sorusunu sormak yerine "Matematikte eksiklerin var mı ve bunlar için neler yapabiliriz" 'i sorgulamaktır.
Unutmayın!
Her öğrenci gerekli ilgi, sevgi ve desteği aldığında eninde sonunda başarıya ulaşacaktır.
Comments